Çoban Dede Mitolojisi
Bir gün Çoban Dede sürüsünü otlatarak yukarıda adı geçen bölgeye gelir, Öğleye doğru sıcakların artmasıyla birlikte hem çobanda hemde sürüsünde susuzluk baş gösterir. Yazları sıcak ve kurak geçen bu bölge'nin su kaynakları bakımındaki zayıflığı Çoban Dede'yi zor durumda bırakır. Çareyi Tanrıya yalvarmakta bulur. Ve Tanrıya şöyle seslenir; "Ey Xude eğer ku ta la seri fi çiya avaka sar ja kaniyekedamını, pazimın aze jatara haft miyan ba kurban kıma." (Ey Tanrım eğer bu dağın başında bir çeşmeden soğuk bir su bana ve sürüme verirsen sana yedi tane koyunumu kurban adayacağım.) Tanrı Çoban Dede'nin bu dileğini hemen yerine getirir.
Dağın tepesinden bir pınardan buz gibi sular akmaya başlar. Çoban Dede pınarın gözünde (çavi) koyunlar ise havuzlardan (dılav) kana kana su içerler. Dilek yerine gelmiştir. Sıra gelir Tanrı'ya verilen sözün yerine getirilmesine, Çoban Dede verdiği söze sadık kalmaz, Tanrı'ya kurban adayacağı yedi koyun yerine elbisesinde yakaladığı yedi tane biti kurban adar. Bu duruma kızan Tanrı verdiği sözü yerine getirmeyen Çoban Dede'yi sürüsüyle birlikte taş haline getirerek cezalandırır. Söylenceye göre tanrı tarafından cezalandırılan Çoban Dede yukarıdaki resimde görüldüğü gibi büyük bir taş kütlesine dönüşür. Ortadaki uzun ve büyük taş Çoban Dede'yi etrafındaki küçük taşlar ise koyunları simgelemektedir.
Her ne kadar öykü yaşanmış bir olay gibi aktarılsada, mitolojik bir öğe olarak karşımıza çıkmaktadır. Bilindiği gibi toplumların yarattığı mitolojilerin coğrafya koşulları, üretimle olan ilişkileri ve kültürel değerleriyle sıkı bir bağı vardır. Adı geçen yerlerin coğrafya koşulları göz önüne alındığında su kaynakları bakımından zayıf olması üretim biçiminin tarım ve hayvancılık ilması ve yine toplumumuzdaki gelenek ve göreneklere göre verdiği sözü yerine getirmeyenlerin ayıplanması gibi olguları bir bütün olarak Çoban Dede mitolojisinde görmek mümkündür.
Mehmet Kömür
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder